"Size var ya bir tazminat sokacaklar. Donunuza kadar alacaklar oğlum. Bittiniz lan siz." diye lafa giren savcının karşısında ellerimizi önde kenetlemiş, masumum hakim bey pozunda bekliyoruz.
Bir taraftan savcının şu anda bizi yiyor olmasını da diliyoruz aslında. Çünkü çok saçma. Olayların buraya kadar gelmesi gerçekten çok saçma.
Önümde bağlı tuttuğum ellerimi açtım ve "Belediye başkanının öyle bi yetkisi var mı ya?" diyerek savcıya çıkıştım. Bunu duyunca savcı bi duraksadı. Yanımdaki iki ithoroz da "Harbiden var mı öyle bir şey?" diyerek beni destekledi. Olmaması lazım çünkü.
İki ithorozla bakıştıktan sonra savcıya döndüm ve göz temasını koparmadan ona bakmaya başladım. Gayet kararlıyım. Belediye başkanının öyle bir yetkisi olmadığını düşündüğüm için bu kez kendimi suçlu da hissetmiyorum.
Geçen ay aldığımız sosyal hizmet cezasının üçüncü haftasında yaptığımız mıntıka temizliği belediye binasının etrafına kadar ulaşmıştı. İki ithorozdan ilki belediye başkanı içerden çıktığı sırada banka oturmuş sigara içmekteydi. Başkan "Oooh siz böyle kafanıza göre mola da mı veriyorsunuz ya?" şeklinde çıkışınca dayanamamış "Valla elim ayağım titriyo başkan. Şunu içmeden tek çöp kaldıramam." demişti.
Başkan bunun üzerine bize belediyenin yemekhanesine alınmayacağımızı söyledi. Biz de yemeğimizi yeriz, fişi getirip paramızı alırız dedik. Alın bakalım alabiliyor musunuz şeklinde tehditler savurarak oradan uzaklaşan belediye reisinin arkasından kafam girsin gibisinden hareketler yapan ikinci ithorozu ise zor tuttuk.
Önce yemekhaneye girmeyi denedik. Anam! O da ne? Gerçekten alınmıyoruz. Sonra esnaf lokantasına gidip bir güzel karnımızı doyurduk. Akşam fişleri muhasebeye götürdük. Anam? O da ne? Paramızı vermiyorlar. Söylesenize savcı bey. Belediye başkanının öyle bi yetkisi var mı ya?
Savcı önce bi cevap veremedi. Sessizlik oluştu, bi gerginlik havası ortama hakim. Sonra savcı "Olur mu lan öyle şey?" dedi. "Ben de yok diye biliyorum zaten." dedim. "Dövmüşsünüz lan adamı" diyebildi sadece.
Yanlış anlamayın dostlarım hiç öyle bir insan değilim. Yanımdaki ithorozlar da öyle değiller aslında. Zaten öyle olsak yemekhanenin kapısındaki adamı döverdik. Biz sadece birazcık hakkımızı aradık. Bu cezayı da öyle almıştık gerçi de şimdi konumuz o değil. Muhasebeci İsmail daha önceden ödemişti yemek paramızı. Bu kez ödemeyince kendisini tartaklamış bulunduk ve o da görevi başındaki memura bi şeylerden bizi şikayet etti.
Tamam tazminatı da ödeyeceğiz işin para kısmında değiliz de. Belediye başkanının öyle bi yetkisi var mıydı ya?
Bazılarınızı daha çok seviyorum.