22 Haziran 2016 Çarşamba

İlki Çok Sevilmediği Halde İkincisi Çıkan Film 2

Bi ara Niğdeden dönerken teyzem elime bir miktar elma tutuşturdu. "Yauv gerek yok" diyemeden evden çıktık. Yolda da beni ikna etmek için "götür yersiniz yeğenim yaa. Anaa nolacak şuncaaz elma kolun mu kopar sanki. Kuru kuru yiyosunuz orda ne yiyosanız artık. Biraz vücudunuz meyve görsün çürüdün gittin şu tipinin haline bi bak..." diye diye otobüsün yanına kadar kendisi taşıdı elmaları. 


Tamam dedim artık olan oldu. Bu elma yenecek. Hem de sabah akşam çatır çutur yenecek. Evin içi o elma sesiyle inleyecek komşuların canı elma çekecek. Alt komşumuz İsmet Emmi kapıya dayanacak "dişlerim yok ama siz yine de elma verin" diyecek. Biz de it insanlar olduğumuz için vermeyeceğiz. Gözünün önünde lüpleteceğiz elmaları. 

Yol boyu elmalar üzerinden yapacağımız itliklerin hayalini kurdum. Esenlerde otobusten indim hemen koştum elmalarıma. Ama elmalarım yok. Elmaları hacılamışlar. Elmalar hiç olmuş, yalan olmuş. Ama tam da yalan olmamış çünkü hacılarken bir tanesini de yere düşürmüşler. Hemen dikkat kesildim sağa sola baktım. Gözüm görmediği için elmalarımı afarozlayan zırtapozu görmedim tabii. Yerden düşürülmüş tek elmayı aldım. Muavinle konuşup şikayet nereye napılıcak öğrendim. Şikayetimi güzelce ettikten sonra yetinmeyip polise gittim.
Yere düşen elmanın da ifadesine başvurarak lavuğun robot resmini çizdirdim.

Eve gidip tek elmayı dolaba koydum. Arkadaşları gelince yiyecektim.

Aradan bir ay kadar zaman geçti savcılıktan aradılar. Gittim başka bi şey çıktı. Neymiş efendim ilkokulun iç işlerine karışıyormuşum, çocukların ders çalışmasını engelliyormuşum bilmem ne. Recep Bey beni şikayet etmiş. Savcı bana çay ısmarladı ama çay içmediğim için bardakta bıraktım. Savcı bi bana baktı bi elimde yamuk tuttuğum bardağa baktı. "Oğlum heyecan yapma iç çayını, zaten ben de ayar oldum lavuğa" dedi. Ben çay içmiyorum diyemedim. Elmaları sordum. "Ohooo onları yemişlerdir olum çoktan. Unut sen onları. Zaten istemeye istemeye almışsın, ben sana alıyım şurdan bi kilo" dedi. Çaya baktım. Savcıya baktım. Ben kalkayım dedim. "Ben birakirim" dedi. 

Eve gidip kendimi işe güce verdim. Aradan bir yıl geçti savcı yine aradı elmaları çalanı bulduk şikayetçi misin dedi. Evet dedim. İki ay önce bozulmuş olan buzdolabını açtım. Içindeki yarısı yenmiş elma bana baktı.
Naptınız bana der gibi sitem etti. Kapağı kapattım, buzdolabını yaktım. Sonra duşa girip ağladım.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum falan yazınca güzel oluyor.