29 Temmuz 2016 Cuma

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 1

İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu amacıma ulaşmak için 14 yıl önce kazandığım Sütçü İmam Üniversitesi At Yetiştiriciliği bölümünü birinci sınıfın ortasında bıraktım. Gerek okulun Maraş'ta olması gerekse ismet abinin telefon kullanmayı pek sevmemesi beni hayatımın odak noktasından uzaklaştırıyordu. İstanbula döndükten sonra aynı yıl açık öğretim fakültesinde felsefe bölümünü kazandım. Düşünmeyi çok seviyorum ve bu düşüncelerimi mantıklı bir paydada toplamak istiyorum. Zaten ismet abiyle iki lafın belini kırdıktan sonraki amacım ondan aldığım feyzle bir kitap yazmaktı. 

Bu amacımı gerçekleştirmek için yapmam gereken şey aslında çok basitti. Uygun bir vakitte ismet abinin kahvesine gidecek ve iki lafın belini kıracaktım. Ama sürekli araya bir şeylerin girmesi nedeniyle tam 9 yıl 38 aydır amacıma ulaşamamıştım. Pekii amacımdan vazgeçmek mi? Aklımın ucundan bile geçmedi. 


Yıllar boyu her gün sabah ismet abi daha ortalıkta yokken kahveye gidip dükkanı onunla birlikte kapattım. E bu da doğal olarak benim inanılmaz derecede bir okey, 101, batak ve yeterli bilen insan bulduğumuzda poker bağımlısı olmamı sağladı. Hatta bazen ismet abiyi bir iş yapmadan otururken görüp masadan ayrılamayacak kadar baglandım kumara. En büyük hayat amacım bazen ikinci plana düştü böyle durumlarda. Derken bu günlere ölmeden geldik geçmişi siktir edelim.


Sabah uyandığım gibi yine kahvenin yolunu tuttum. Bugün bu işi bitirmeliydim. İsmet abi elinde fırçayla dükkanı süpürüyordu beni görünce bıraktı. Ooo Akif geciktin bugün dedi. Sabah uyanıp kafama elledim bugün saçımı yıkamama gerek yok biraz daha yatıyım dedim sonra aynaya bakınca tipime ayar olup saçımı yıkadım dedim. O yüzden geciktim. İsmet abi ben daha cümlemi bitirmeden sinkaflı bi şekilde küfür ederek ocağa koştu. Yine küçük bir alevlenme olmuş tezgahın etrafında ufak çaplı bir yangın çıkmıştı. Ama bu son bir aydır söndürdüğümüz yangınlara benzemiyordu. Biraz daha büyük gibiydi sanki. Bu arada evet bir aydır günün çeşitli zamanlarında ocakta yangın çıkıyor biz de söndürüyorduk. Artık bütün kahve ahalisi hatta kahvedeki babasından ağlayarak para istemeye gelen çocuklar bile Bu duruma alışmıştı.


Ocakta çıkan yangın bugün kumarda raşit abiye öteleyeceğim oraletleri tehlikeye atıyordu. Ben cebimdeki dünden kalan leblebiyi yerken ismet abi yangını söndürdü. Benim içimde bir rahatlama tam muhabbete girme eğilimi başlamışken ismet abi bana git de iki üç tane yangın tüpü al gel bi tane kaldı yedek dedi. Al şunları da götür diyip boş olan iki yangın tüpünü önüme koydu. Sabahtı kahvede kimse yoktu ama ben yine ismet abiyle iki lafın belini kıramamıştım.


Akif yangın tüpü almaya giderken kim bilir neler olacak neler efendim. Yarın hikayenin devamı burlarda.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum falan yazınca güzel oluyor.