31 Temmuz 2016 Pazar

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 2

Elimde iki tane boş yangın tüpüyle evin önünde bir aydır yatan motoruma doğru ilerledim. Yolda aklımda tek bi soru vardı. Acaba bugün ismet abiyle iki lafın belini kırabilecek miyim. Bi de motorda benzin var mı. Bi de ben dönmeden bi yangın daha çıkar mı. Bi de... Neyse şimdi.

Binanın bahçesine girdim. Motorun üstündeki brandada uyuyan mahalle kedimiz cemili rica minnet inmeye ikna ettim ve brandayı açtım. Bir de ne göreyim. Gözlerime inanamadım. Kırk yıllık piyanist... O başka hikayeydi. Boş tüpleri motorun iki yanına bağladım ve bir hışımla bahçeden çıktım. Biraz gittikten sonra kaskı takmayı unuttuğumu fark ettim. Koşarak evden kaskı aldım bindim sürdüm falan filan. Kahvenin önünden geçerken ismet abi yolumu kesti.

Ben çıktıktan sonra kalan son tüpü de bitirmiş onu verdi. Ben yokken bi yangın daha çıkar diye de emekli itfaiyeci recep abiyi erkenden çağırmış bugün onun yanına dönüp planlar oluşturmaya başladılar. Ben de milletin arabasındaki yangın tüplerini alın. Belki faydası olur diyip gazladım.



Aynı zamanda bizim mahallenin çocuğu olan ozanın çalıştığı dükkana girdim. Boş yangın tüplerini verip şunları bi değiştirin dedim. Ozan yine ocak mı dedi. Mağrur bi bakış attım. Değiştirin artık şunu tüpe verdiğiniz parayla bi dünya ocak alırdınız şimdiye günde en az iki tüp bitiriyosunuz. Eve her gidişimde tüp taşımaktan anam gondiklendi sabah akşam tüp taşıyorum yapmayın etmeyin dedi. Ocak değişirse ismet abinin uğraşacak bi şeyi kalmaz boşa çıkar ben de o zaman iki lafın belini kırarım hikaye biter aç kalırız dedim. Tüp mü taşıyım dedi. Kötü ocak mı alalım dedim. O arada yeni tüpler geldi. Motora bağladım bindim ama motor çalışmadı.

Sağını solunu kurcaladım ama kaybedecek zaman yoktu. Elimde üç tane yangın tüpüyle otobüse bindim. Tam oturmadan önce onu gördüm. Mahalleye yeni mi taşındı acaba bu dedim. Baktım tekrar. Yangın tüpünün biri elimden kaydı onu yerden kaldırırken tekrar baktım bu kez de başka tüp düştü. Tüpleri birbirine bağladım tekrar baktım. Allah allaa dedim ya.

Önümüzdeki cumartesi: Akif acaba kimi gördü. Tüpleri zamanında yetiştirebilecek mi. Yoksa döndüğünde itfaiye aracıyla mı karşılaşacak. Buralarda kim bilir neler olacak neler efendim.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

29 Temmuz 2016 Cuma

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 1

İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu amacıma ulaşmak için 14 yıl önce kazandığım Sütçü İmam Üniversitesi At Yetiştiriciliği bölümünü birinci sınıfın ortasında bıraktım. Gerek okulun Maraş'ta olması gerekse ismet abinin telefon kullanmayı pek sevmemesi beni hayatımın odak noktasından uzaklaştırıyordu. İstanbula döndükten sonra aynı yıl açık öğretim fakültesinde felsefe bölümünü kazandım. Düşünmeyi çok seviyorum ve bu düşüncelerimi mantıklı bir paydada toplamak istiyorum. Zaten ismet abiyle iki lafın belini kırdıktan sonraki amacım ondan aldığım feyzle bir kitap yazmaktı. 

Bu amacımı gerçekleştirmek için yapmam gereken şey aslında çok basitti. Uygun bir vakitte ismet abinin kahvesine gidecek ve iki lafın belini kıracaktım. Ama sürekli araya bir şeylerin girmesi nedeniyle tam 9 yıl 38 aydır amacıma ulaşamamıştım. Pekii amacımdan vazgeçmek mi? Aklımın ucundan bile geçmedi. 


Yıllar boyu her gün sabah ismet abi daha ortalıkta yokken kahveye gidip dükkanı onunla birlikte kapattım. E bu da doğal olarak benim inanılmaz derecede bir okey, 101, batak ve yeterli bilen insan bulduğumuzda poker bağımlısı olmamı sağladı. Hatta bazen ismet abiyi bir iş yapmadan otururken görüp masadan ayrılamayacak kadar baglandım kumara. En büyük hayat amacım bazen ikinci plana düştü böyle durumlarda. Derken bu günlere ölmeden geldik geçmişi siktir edelim.


Sabah uyandığım gibi yine kahvenin yolunu tuttum. Bugün bu işi bitirmeliydim. İsmet abi elinde fırçayla dükkanı süpürüyordu beni görünce bıraktı. Ooo Akif geciktin bugün dedi. Sabah uyanıp kafama elledim bugün saçımı yıkamama gerek yok biraz daha yatıyım dedim sonra aynaya bakınca tipime ayar olup saçımı yıkadım dedim. O yüzden geciktim. İsmet abi ben daha cümlemi bitirmeden sinkaflı bi şekilde küfür ederek ocağa koştu. Yine küçük bir alevlenme olmuş tezgahın etrafında ufak çaplı bir yangın çıkmıştı. Ama bu son bir aydır söndürdüğümüz yangınlara benzemiyordu. Biraz daha büyük gibiydi sanki. Bu arada evet bir aydır günün çeşitli zamanlarında ocakta yangın çıkıyor biz de söndürüyorduk. Artık bütün kahve ahalisi hatta kahvedeki babasından ağlayarak para istemeye gelen çocuklar bile Bu duruma alışmıştı.


Ocakta çıkan yangın bugün kumarda raşit abiye öteleyeceğim oraletleri tehlikeye atıyordu. Ben cebimdeki dünden kalan leblebiyi yerken ismet abi yangını söndürdü. Benim içimde bir rahatlama tam muhabbete girme eğilimi başlamışken ismet abi bana git de iki üç tane yangın tüpü al gel bi tane kaldı yedek dedi. Al şunları da götür diyip boş olan iki yangın tüpünü önüme koydu. Sabahtı kahvede kimse yoktu ama ben yine ismet abiyle iki lafın belini kıramamıştım.


Akif yangın tüpü almaya giderken kim bilir neler olacak neler efendim. Yarın hikayenin devamı burlarda.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.