12 Ekim 2017 Perşembe

Suyun İçindeki Takım Elbiseli Adam Olmak İstiyorum

Tim Burton'ın Big Fish filmini izlemiş bi insan için hayat artık değişmiştir. Ne oldu yaratık, iddialı girdim dimi şok oldun. Nasıl değişmez lan. Ben bu filmi oldukça geç denebilecek bir yaşta izledim. Mustafa ibnesine de izle izle izle diyip duruyodum, o da Whiplash sanıyomuş, bi gün ağzından kaçırdı, baterist bebe değil mi diye, öyle çözdük olayı. Sikeyim Whiplash'i ayrıca.

Ne anlatıyım diye geldim ne anlatıyorum ya. Hemen hızlıca konuya giriyorum. Big Fish'te büyük balığın yakalanamadığı için büyük olduğu söylenir. İşte ben de tam bu yüzden suyun içindeki takım elbiseli adam olmak istiyorum, yakalanamadığı için büyük olan bir balığın peşinde.

Hakemin avantaja bırakmadığı ani gelişen atak gibi yarıda kesiyorum bu yazıyı, devam etseydi neler olurdu diye düşünün durun.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

11 Ekim 2017 Çarşamba

Hadi Değişimin Verdiği Huzursuzluğu Yaşayalım

Matrax dinlerdim bi zamanlar. Fikirleri değişmeyen sadece ölüler ve delilerdir derdi Zeki. Derdi demesine de bilmiyo mu kardeşim bu adam değişimin insanları son derece can sıkıcı, bi huzursuzluğun içine sokacağını. Big Bang Theory izleyenler belki hatırlar, ilk sezonlarda Sheldon alıştığı düzenin dışında bir durum yaşadığı an kafayı yerdi. Aslında Sheldon bütün bir insanlığın yansıması değil mi o dizide. Hepimiz çıldırmıyo muyuz saçımızı kestirince. Eve farklı bi yoldan gidince çok garip hissetmiyo muyuz. 

Aynaya her baktığımızda o alıştığımız şeyi görmek istemiyo muyuz karşımızda, o yüzden değil mi başkalarının çektiği fotoğrafımızı beğenmememiz. Bak burda güzel bi giriş yakaladım ben burdan en az bi saat yürürüm. Ama ne gerek var lafı dolaştırmaya, milattan önce demiş işte Herakleitos değişmeyen tek şey değişimin kendisidir diye. Ne biliyim, o kendi alıştığımız sikimsonik suratımızı bırakalım da ayna görüntüsüyle çekilmemiş fotoğraflarımızı sevelim en iyisi. Biz aslında o'yuz nasıl olsa.

Ha bi de manson lamb of god şarkısında nothing's going to change the world der o ayrı. Daha önce lennon da benzer bi şey söylemişti nasılsa. Neyse

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

31 Temmuz 2017 Pazartesi

Sevmediğiniz Türde Müzik Çalan Bir Yerden Geçerken Adımlarınızın Ritme Oturması

Başlığa kısaca 'Kahır' ismini verebilirdim. Ama bunun kaçıncı kahır olduğunu artık sayamaz duruma geldiğim için böyle bi bok yedim.

Nabıyonuz görüşmeyeli. Normalde bilirsiniz bana ne amk napıyosunuz. Ama bu ara normali yakalayamıyorum.

Birkaç aydır size yazmayı planlıyorum ama bedenim sıkıntı çıkardığı için şevkim kaçıyordu.

Şimdi yine yok da az önce o malum olay oldu artık dayanamadım. Ben aslında sadece geçiyodum ki ordan. Ruh halim hiç o siktiriboktan eğlenceli müziği duymak istemiyodu ki. Ben ordan az evvel instagramda videosunu paylaştığım dilek taşını söyleyerek geçicektim ne güzel. Bu arada evet instagramda geçen yıldan beri yaptığım tipografileri paylaşıyorum. Allah hepsinin belasını versin.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

23 Şubat 2017 Perşembe

Her Şeyin Yanılsama Olduğunu 5 ya da 6 Yaşımda Anladım

Beş ya da altı yaşımdaydım evet. Yalnız tutkuya bakar mısın 'yaşım'. Neyse.

Üsüün Emmi'min isminin 'Ü' harfiyle başlamadığını öğrendiğim gün, her şeyin bir yanılsama olduğunu anladım.

O zamanlar deli zamanlarım, köyde yaşıyoruz. Milletin afedersiniz anasını belliyorum. Köyün altını üstüne getiriyorum. Dalmadığım ağaç, sevmediğim kuzu kalmıyor. Bi de yeni yeni harfleri öğrenmeye başlamışım. Havamdan da geçilmiyor. Türkçe bee diyerek dolaşıyorum sokaklarda.

Dedemin kız kardeşinin kocasının kız kardeşinin evindeydik. Harfleri yeni yeni öğrendiğim zamanlardı. Bulmuşlar tabi yepis yeni beyni, yok şunun adı hangi harfle başlıyor, yok bunun adının üçüncü harfi ne. Lan daha harfleri yeni öğrenmişim araya niye üçü karıştırıyosun. Neyse o başka yazının konusu. Ben de sorulan soruya göre cevap veriyorum. Beş altı değil de üç dört bile olabilir yaşım. Yazılışına göre mi yoksa söylenişine göre mi düşünüp cevap veriyordum hatırlamıyorum. 

Sorulan bütün soruları takır takır cevapladıktan sonra bir Hayrettin Demirbaş golü yememi sağlayan o soru geldi. "Üsüün Emmi'nin adı hangi harfle başlıyor." Hiç düşünmeden yapıştırdım 'Ü'yü. Başka bir şey olamaz çünkü. Sorulan soruların hiçbiri bu kadar net bir cevap taşımıyor içinde. Ünlü harfle başlayan ilk cevap. İlk defa e sesini çıkarmadan bir soru cevaplıyorum. Bunalmışım, bıkmışım e'den. Lanet etmişim. Ü ulan işte. Başka ne olabilir ki. 

H.

O günden sonra içbir şey eskisi gibi olmadı be ya. Hayatın yanılsama olduğunu anlamak için daha çok küçüktüm lan. Pamuk şekerin pamuktan yapılmadığını öğrenen İsmail Abi gibi kaldım. Sakinliğimi koruyarak yerimden kalktım. Madem dedim ben biraz dolaşayım o zaman. Çıkayım dedim bi tur atıp geleyim. Hazır değilim çünkü böyle bir şeye. Göndermediler. 

Küçüğüm amk daha. Göndermezler tabi. Neyse gerisini de çok fazla hatırlamıyorum zaten. 

Bazılarınızı daha çok seviyorum.