30 Ağustos 2016 Salı

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 6

Geçmiş Bölümlerin Özeti: İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu iş için okulu bırakıp kahvenin bir numaralı adamı oldum. Kahvedeki ocak bir aydır bozuk sürekli küçük yangınlar çıkıyor. Bir sabah yine yangın çıktı. Yedek yangın tüpü bitince ben yangın tüpü almaya gittim. Dönüşte bindiğim otobüste onu gördüm. O benden önceki durakta indi o sırada yangın tüplerinden birisi otobüsün içinde patladı. İsmet ve recep abiler otobüsten tüpleri alıp yangını söndürmeye koştular. Geldiklerinde Recep abideki küreği gören şoför beni mi döveceeniz diyip bana saldırdı. Şoförle yuri boyka misali dövüşüp oradan kaçmayı başardım. Yangını söndürmekte olan ismet abiden çay isteyince recep abi kürekle bana saldırdı. Kürek yangın tüpünü patlatıp rokete çevirdi. Roketimle mahalle turu atarken O'nun bizim eve girmek üzere olduğunu gördüm. Yanına gittim abim çıktı. İsmet abiyle iki lafın belini kırmam için rakı sofrası kurmayı önerdi. Bu fikri kutlarken kahvenin ordan bir ses duyduk. Ses silah sesiydi oraya doğru koştuk. İsmet ve recep abilerin ocağa ateş ettiğini gördüm. Olaylar olaylar yaşadım en son ben de ateş edip karakola düştüm.

Gollumun mordordan salıverildiği gibi mahalle karakolundan salıverildim. İsminin birincisi, insanlar ve andalların ilk başkomiseri, mahalleye beş yıl önce atanmış, bütün sahip... şeyleri buuu ara ara mahalleye dadanan hırsızları, tinercileri def etmiş, ünü bütün dünyaya yayılmış, geleceğin emniyet müdürü, bütün müdürlerin korkulu rüyası namık başkomiser beni salıverdi. Salarken de saurondan beterim ben akif artık gözüm üstünde diye ekledi. 

Üstümdeki aman yea nolucak sanki bi ocak vurduk rehavetiyle mahalleye döndüm. Mahalleye dönüşüm halk arasında bir şenlik yaratmazken kurulmayan platformda konserler olmadı, belediye başkanından ödüller almadım. Sürekli striptiz yapan kızların da ortalıktan kaybolmasıyla her şeyin normale döndüğünü anlayıp büyük bir sevinçle kahveye doğru koştum. 


Kahvede bir yas havası. Bir sus pus durumlar. Bir fıstıklı helva. Bir ismet abinin ortalıkta olmaması. Recep abinin yanına oturdum bunda bi ağlama. Kenan komutanın fatih ölünce yaptığı gibi olamaz olamaz olamaz kessinlikle olamaz böyle bir şey dedim ismetin kahvesi ismetin kahvesi. Ben gidince birbirinizi mi vurdunuz dedim. Cenaze kaçta la dedim. Ben ne kadar yattım olum içerde dedim. Kaç yılındayız demeye kalmadı ismet abi yangından kalan küreği ağzımın ortasına bi savurdu. 


Yanaklarından mutlulukla karışık kürek acısı gözyaşları süzülmeye başladı. İsmet abiye sarıldım sonra da bayıldım.


Önümüzdeki cumartesi: Acaba Akif gözünü nerede açacak. Bir hastane mi yoksa bir birahane mi. Bir ev mi yoksa kahvede favorisi haline gelmiş masanın üstü mü. Bu helva da neydi şimdi.

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

25 Ağustos 2016 Perşembe

Yar Bana Bir Eğlence Medet

Yedi sekiz senedir başıma gelen en güzel hadise özer aydoğanın uykusuz dergisine transferi. 

Kaç yıldır karikatür gibi bi hayat yaşadığımı, kaç yıldır maaşlı ruh hastası olduğumu bilmiyorum. Kaç yıldır mizah dergisi okuduğumu bilmiyorum. Mizah dergisi okuyup okumadığımı bile bilmiyorum. Bi şekilde zamanın geçtiğini düşünüyorum. Gerçi ondan da tam emin değilim ama boyum uzadı, saçlarım seyrekleşti ne biliyim yamuk olsa da sakalım bile çıktı. Sakal demişken. Hep vardı gibi geldi bi an. Kendimi hep sakallı hatırlıyorum, elim çeneme her gittiğinde bir kıl yumağına çarpıyor. 


İyi de niye amk. Niye yedi sekiz senedir başıma gelen en güzel hadise özer aydoğanın uykusuz dergisine transferi. Yedi sekiz yıl önce daha önemli ne olmuş olabilir ki. Şu an kaç yaşımda olduğumdan emin değilim ama... Yaşım mı dedim. Sahiplenişe, tutkuya bak hele. Daha kaç olduğunu bilmediğim bi "yaşım" var. Yedi sekiz sene öncesi nereye denk gelmiş olabilir ki şimdi. En fazla bisiklete atlayıp muhtarın kirazına dalmışızdır. E bizde de vardı kiraz. Tadı çıkmıyo kafasında da değildik ağaca çıkıp uzun süre yerdik diye hatırlıyorum. Bisikletle gidemediğimiz için mi öyle oluyodu acaba. 


Yedi sekiz sene önce ne olmuş olabilir ki. Özer aydoğanın uykusuza transferinden önemli. 


Bazılarınızı daha çok seviyorum.


Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 6 cumartesi burlarda.

18 Ağustos 2016 Perşembe

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 5

Geçmiş Bölümlerin Özeti: İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu iş için okulu bırakıp kahvenin bir numaralı adamı oldum. Kahvedeki ocak bir aydır bozuk sürekli küçük yangınlar çıkıyor. Bir sabah yine yangın çıktı. Yedek yangın tüpü bitince ben yangın tüpü almaya gittim. Dönüşte bindiğim otobüste onu gördüm. O benden önceki durakta indi o sırada yangın tüplerinden birisi otobüsün içinde patladı. İsmet ve recep abiler otobüsten tüpleri alıp yangını söndürmeye koştular. Geldiklerinde Recep abideki küreği gören şoför beni mi döveceeniz diyip bana saldırdı. Şoförle yuri boyka misali dövüşüp oradan kaçmayı başardım. Yangını söndürmekte olan ismet abiden çay isteyince recep abi kürekle bana saldırdı. Kürek yangın tüpünü patlatıp rokete çevirdi. Roketimle mahalle turu atarken O'nun bizim eve girmek üzere olduğunu gördüm. Yanına gittim abim çıktı. İsmet abiyle iki lafın belini kırmam için rakı sofrası kurmayı önerdi. Bu fikri kutlarken kahvenin ordan bir ses duyduk.

Abim sesi duyunca hemen belediyenin kurduğu platformdan atlayıp kahveye doğru koştu. Lan nooluyo bu adama dedim ya. Hem benim hayat amacımı gerçekleştirmek için düğmeye bastı, hem de koşa koşa ismet abinin kahvesinden gelen silah sesine doğru yol aldı. Lan bi dakka silah sesi geldi ananı sikiyim. Diyip kahveye koşmamla gördüğüm manzara karşısında şoka girip wefad etmem bir oldu. 

Ordan abim çıktı geldi iki tokat attı bana. Kak lan pezevenk ocağa ateş ediyolar sen ölüyosun. Bi işi de doğru yap bi kere de dünyanın merkez noktasını tuttur, hem yanlış yere odaklanıyosun hem odaklandığın şeyle ilgilenmiyorsun kak. Ocağın önüne portal açtın da kurşun sana geldi sanki yavşak dedi. Ben de üsturuplu bir şekilde yerden kalkıp ismet abiden silahı aldım. Bu sırada sesim orhan gencebay duruşum pulp fictiondaki john travolta gibiydi.


Sonra ben ne yapıyorum diyip koştum sarıldım ocağa. Acaba hikaye biter mi diye düşündüm. Zaten birkaç güne ismet abiyle kuracağımız rakı sofrası aklıma geldi. 


Haa dedim. Demek dedim başka bi şey var bu işte agaa. Öyle başrol hedefine ulaşınca bitmeyen hikaye demek ki bu dedim. Anaa dedim ya boşuna eziyet çekmişiz bi aydır. Vay halime dedim yananzi ya. Neler neler dedim. Zaten beş bölümdür bu hikayenin içindeyim daha öğlen olmadı amk dedim. İçim rahatladı. Mahallemizin çocuğu yangın tüpçüsü ozana ettiğim küfürleri geri aldım.


Silahı tekrar alıp bikaç kurşun da ben sıktım amına kodumun ocağına. Tam kollarımı iki yana açtım edriyıııın diye bağırıcam hoop iki yandan bizim mahalle karakolunun polis memurları ihsanla ahmet koluma girdi. Baktım bırakmıyorlar neydi lan onu tekniği diyip debelendim sonra şaka la şaka diyip onlar da ocağa ateş etmeye başladı. Abim yıllarca evde sakladığı dedemden kalma barut teperek ateşlenen silahı getirdi. Demin striptiz yapan kızlar şimdi ellerinde hafif makineli silahlarla ocağa saydırmaya başladı. Bi anda ortalığı demlenmek üzere olan çay ve barut kokusu aldı derken ihsanla ahmet beni arabaya davet ettiler. 


Mermi vereceklerini anlayıp hemen koştum peşlerinden ama bu kez yanlış anlamışım. Koluma kelepçeyi geçirip şimdi o kadar ses oldu kimseyi almadan gidersek namık başkomiser ebemize atlar dediler. 


Önümüzdeki cumartesi: Acaba akifin başı büyük bir belaya mı girdi. Yoksa flash forward yapıp buraları hep atlıycak mıyız. Belki de felçlidir ve her şey onun kafasındadır gdkdsghssgsba

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 4

Geçmiş Bölümlerin Özeti: İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu iş için okulu bırakıp kahvenin bir numaralı adamı oldum. Kahvedeki ocak bir aydır bozuk sürekli küçük yangınlar çıkıyor. Bir sabah yine yangın çıktı. Yedek yangın tüpü bitince ben yangın tüpü almaya gittim. Dönüşte bindiğim otobüste onu gördüm. O benden önceki durakta indi o sırada yangın tüplerinden birisi otobüsün içinde patladı. İsmet ve recep abiler otobüsten tüpleri alıp yangını söndürmeye koştular. Geldiklerinde Recep abideki küreği gören şoför beni mi döveceeniz diyip bana saldırdı. Şoförle yuri boyka misali dövüşüp oradan kaçmayı başardım.

İsmet ve recep abiler ben gittiğimde çoktan yangını söndürmüştü. Elimde otobüsten çaldığım yangın tüpüyle kahvenin önündeki bir sandalyeye oturdum nefes nefese kalmıştım ama yine de su yerine çay istedim. Recep abinin elindeki kürekle ağzıma vuracağını anlayıp ışık hızında yere koyduğum yangın tüpünü yüzüme siper ettim. Ulan adam dik de sallamadı bildiğin kapatma yaparak savurdu küreği ama yangın tüpünü patlattı. Tabi tüp patlayınca ister istemez içindeki her şey recep abinin üstüne doğru püskürmeye başladı. Ama tüpün itiş kuvveti o kadar fazla çıktı ki recep abinin çekim kuvvetinden kurtulup kahvenin içine doğru uçmaya başladım.

Dedim hazır roketi bulmuşum bir mahalle turu yaparım. Hemen cevirdim deliği dünyaya doğru hoop atladım tüpün üstüne. Biraz yükseldikten sonra yön verme işini de ayarladım başladım mahalle turuna. Hayatımın en etkileyici yolculuğunu yapıyordum. Gitmiyomuş gibi ama gidiyo o kadar tarif ediyim. Tabi turu tam yapıcam ama bi yandan da kafam o'nda, otobüsten beri büyük şaşkınlık içindeyim. Dedim şunu bulayım. Buldum.


Aman allahım. Gözlerime inanamadım. Kırk yıllık piyanist arkadaşım... Bu hikaye hep araya giriyor. Neyse. 36 yıl dünya 4 yıl da taşak arkadaşım Cafer lan bu dedim. Benim bir eski versiyonum. Anamla babamın benden hemen önce çıkarttığı sürüm. Bizim eve girmek üzere. Huoop dedim birader sen ne ayaksın. Ne ayağı lan eve gidiyorum işte dedi. Otobüste sana bakarken tüpleri hep devirdim bi yardım etmedin ayıp değil mi yaptığın insan kardeşine yardım eder dedim. Ben sizin mücadelenize karşıyım kardeşim dedi. O ara benim tüpün basıncı da yavaş yavaş azalmaya başladı yere doğru yaklaşıp tüpten atladım. Dedim nolmuş yangın çıkıyorsa bu kadar insan hep bu cümbüşün peşinde senin gibi salak salak işlerle uğraşmıyo noldu senin bi adamla gürcistandan üstünüze et bağlayıp bavul et ticareti yapacaktınız dedim. Gitmiyor musun hala amına koyum çok sıkıldım senden dedim. Düşününce karadeniz bana göre değilmiş gibi geldi dedi. İyi de babam yavaştan kıllanmaya başlıyo zaten yenge de terk etti gitti seni yakında senin eve baskın yaparız haberin olsun dedim. Lan en azından benim kendi evim var sen hala bizimkilerle aynı evdesin dedi. Sanki evi kendin aldın evlendin diye sana verdik orayı önce ben evlenseydim benim olurdu dedim. Evlenseydin o zaman pezevenk dedi sanki tuttuk seni amına koyum karşı çıktık sanki dedi.


Hemen savunmaya geçip hayat amacımı tekrar etmek için lafa girdim. Benim en.... Benim en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak diye araya girdi. Ne var lan bu ismet abide ayarlayalım bi akşam rakı sofrası istediğin muhabbeti et bre pezevenk dedi. 


Hayatım boyunca bu kadar mantıklı bir şey duymamıştım. Hemen yere attığım boş yangın tüpünden bir kupa yapıp abime teslim ettim o sırada bizim mahalle takımı maçtan yeni çıkmış kupa törenini görünce koşarak geldiler. Büyük bir platform kuruldu mahalle muhtarı ve ibb başkanı abime karşı büyük teşekkürlerini dile getirdi. 


Hamza hamzaoğlu telefonla arayıp yıllardır dengeyi savunurum böyle bir denge kuramadım böyle bir orta yol bulamadım dedi. Babam balkondan konfetiler patlatıyor. İki sokak aşağıdaki kız yurdundan kızlar çıkmış striptiz yaparak abime doğru geliyor. Abimde tabi bir netice yükselmesi baş gösteriyor derken kahvenin ordan bir ses duyuyoruz...


Önümüzdeki cumartesi: acaba ses bir insan sesi mi yoksa ocaktan gelen bir patlama sesi mi, at kişnemesi bile olabilir. Rakı masası ne zaman kurulacak. Yoksa bizim akif bir müdavim olma yoluna mı giriyor. 

Bazılarınızı daha çok seviyorum.

5 Ağustos 2016 Cuma

Karanlıktan Korkmamanın Verdiği Mutluluk 3

Önceki iki bölümün özeti: İsmim akif yaşım 36 en büyük hayat amacım kahveci ismet abiyle iki lafın belini kırmak. Bu iş için okulu bırakıp kahvenin bir numaralı adamı oldum. Kahvedeki ocak bir aydır bozuk sürekli küçük yangınlar çıkıyor. Bir sabah yine yangın çıktı. Yedek yangın tüpü bitince ben yangın tüpü almaya gittim. Dönüşte bindiğim otobüste onu gördüm. 

O benden bi durak önce indi. Dedim lan acaba. Gittim otobüsün arka tarafına camdan son bi kez daha baktım. Otobüs sağa döndü hemen koştum cama yapışıyım derken bağladığım yangın tüpleri bi anda dağıldı. Ulan inicem de bu durakta. Tüpleri toplayım derken durağı kaçırdım. Kaptana arkadan arkadan bağırırken tüplerden bi tanesi kendini saldı otobüsün içine. Bir duman, bir toz bulutu derken kaptan sağa çekti. 

Kaptanla aramda çıkacak olan, hatta belki ucu kavgaya kadar gidecek olan münakaşayı önceden sezdiğim için hemen telefonuma sarıldım. Aradım ismet abiyi telefon daha çalarken boşalan yangın tüpüyle kaptana saldırdım. Kaptan hamlemi öyle bir ustalıkla savuşturdu ki tam alkışa başlamışken ismet abiyle recep abi koşarak geldi. Kaptan recep abinin elindeki küreği görünce noldu lan beni mi döveceeniz hee beni mi döveceeniz gibisinden laflar etti. 


Tabii ki kürek kavga için değil olası yangın tehlikesi içindi. Arkadan mahallenin sirsari çocuklarından aykutun ismet abiee yanıyooorr diye bağırdığını duymamızla ismet abiyle recep abinin yangın tüplerini kapıp koşması bir oldu. 


Ben de böyle boşta kalınca kaptanla tekrar göz göze geldik. Şoför koltuğuna doğru bi bakış atıp tam koşmaya başlamıştım ki kaptan hamlemi önceden anlayıp çelmeyi taktı. Yerden kalkmamla şoför koltuğunun yanındaki yangın tüpüne sarılmam bir oldu. 


Yangın tüpünü alıp kapının düğmesine ne ara bastıysam artık aşağı atladım koştura koştura kahveye gittim.  


Önümüzdeki cumartesi: acaba akif otobüste kimi gördü, acaba yangın çok büyük mü, acaba tam akifi kovalarken yüzüne kapı kapanan kaptan neler yapacak. 

Bazılarınızı daha çok seviyorum.