25 Nisan 2016 Pazartesi

Düşüncelerinizin Önünde Sakız Çiğnemek İstiyorum

Vardır ya "senin görüşlerine katılmıyorum ama onları savunabilmen için canımı bile veririm" diyen bir kesim. İşte ben o kesimin düşüncelerinin önünde sakız çiğneyip gözünün önünde yere tüküreyim o sakızı. 

Saygı duyduğumuz şeylerin, arkadaşlıkların, ilişkilerin, kafamızdan geçenlerin, büyüklerin, küçüklerin, en önemlisi de kendimin karşısında sakız çiğneyip yere tüküreyim lan.

Geçen hafta kendime olan saygımı ölçmek için her cumartesi bir yazı yayınlama kararı almıştım. Tamam bu cumartesi normale göre olağanüstü bir gündü. Tamam çok yoruldum. Ama yine de kendime olan saygımı kaybettim mi diye düşünmek istiyorum. İki gün sonra ya da iki gün önce bu yazıyı yazmam bi şey fark etmiyor. Önemli olan bunu her cumartesi yapabilmem. 


Yapmayınca kendime saygı hakkında ne düşündüğümü sordum. Yıllardır çok fazla büyüttüğüm ortaya çıktı. Çocukluğumda Ali G ile başlayan "sayıgı" merakı etrafımı çok sarmış lan resmen. Bu arada evet türkçe dublajı tam 1 şaheser o filmin.


S - A - Y - I - G - I

bana saygısızlık erme he mi
E sonra bunun Ercüment Çözer'i, şampiyonlar ligi falan var. Saygı da saygı, saygı da saygı. Lan tamam bi durun. Belki güzel bi şey olabilir. Belki hayatımızı daha düzgün, daha yaşanılır, ne biliyim sevecen falan bi hale getirebilir. 


Ama bazen de çıkıp bir şeylerin karşısında sakız çiğnememiz gerekmiyo mu ya. Çok sıkılmadınız mı artık alttan almaktan. Birilerini kırmaktan sıkılmadınız mı lan artık. Başkası kırılmasın diye kendinizi parçaladığınız da oldu, doğruları söylemekten korktuğunuz da. 


O zaman kendimize bu kadar saygısızken neden başkalarına numara yapıyoruz. Alalım bi kutu sakız geçelim o muhteşem, göz alıcı, ulaşılamazların karşısına afedersiniz orospu gibi çiğneyelim lan. Sonra gözünün içine baka baka yere tükürelim o sakızı. Biraz da saygıyı aksatalım hayatımızda.


Biraz da o savunulması için canınızı bile vereceğiniz görüşü öldürelim. 


Ama önce geçelim aynanın karşısına öküz gibi ses çıkara çıkara sakız çiğneyelim. Sonra kendimize sinirlenip ağzımızı yüzümüzü kıralım. Islak odunla dalalım kendimize, bahçe hortumuyla girişelim. 


Yazının devamı tabii ki var ama burda kesip size bir saygısızlık yapıyorum.


Sakız Reyiz Ferguson
Bu arada sakız reyize selam olsun.

17 Nisan 2016 Pazar

Haftalık Yayın Dalgası

Uzun süreli olarak düşündüğüm bir yayın periyodunun başlangıcındayım. Giriş için biraz sert olacak ama "siki duttular gayrı amına goyum" (sesli olarak duymak için bkz) cümlesiyle çeşitli ahkamlar kesmeye yelteneceğimi duyurmak istiyorum.

Artık her hafta muhtemelen cumartesi günleri konusu o sabah metrobüste düşüneceğim ve yazarken çok eğleneceğim 1 yazı paylaşımı yapmayı planlıyorum.


Normalde kararlar önceden verilir sonra açıklanır ama ben az evvelki paragrafı yazarken bir karar daha verdim bu yazıları ekim ayına kadar yazacağım. Nedeni hepinizin de tahmin edebileceği gibi okursanız ekime okumazsanız sikime esprisini yapabilmek istemem. Her ne kadar espri de olsa bu bir gerçek çünkü bu yayınları yapmayı düşünmem tamamen kendimle alakalı bir durum. Kendimi deniyorum. Adam olacak mıyım olamayacak mıyım görmek istiyorum. Bu tabii ki bir kriter değil ama kendime göstereceğim bir saygı veya nezaket de olabilir. 
Tabii ki bütün bu konuşmaların içinde din olmayacak.


Neyse işte yazının burdan önceki kısmını cumartesi günü(dün) yazmıştım. Daha baştan işi sallamaya başladım gibi geliyo ama başlamazsam devamını göremem. Bu hafta Save'dim Seni Bir Kere isimli kısa filmime başladığım için önümüzdeki haftanın konusu film çekimiylen filam alakalı olabilir. Olmaya da bilir. Garantisi yok. Haftaya bakıp görücez. 


Vaat vermeyi pek sevmem ama ben burlara o yazıları yazarken çok eğleneceğim. Belki siz de eğlenirsiniz. Eğlenirseniz ekime eğlenmezseniz de yine de okuyun nalet olasıca yazıları belki ışınlanmanın formülünü neyim veririm diyip bugünlük buradan siktir olup gidiyorum. 


Aeo.

9 Nisan 2016 Cumartesi

Gadir Bey Lokal Devleti'nin Dağılması


Evet... Dağıldık ey halkım, ey itlerim, ey çakallarım.

Bilindiği üzere 29 Şubat Dünya İtlik Günü'nde ülke yönetimini Mustafa Paşa'ya vermiştim. Mustafa Paşa da "Eğer padişah sensen ülkenin başına geç, yok eğer padişah bensem sana emrediyorum ülkenin başına geç." diyerek hem tarih bilgisini konuşturmuş hem de bana karşı bir çıkış yapmıştı. Ben de buna cevaben bizim ülkemizin diktatörlükle yönetildiğini ileri sürüp Mustafa'nın bu isteğini tekte geri savurmuştum.

Akabinde ülkenin yönetim şeklini çarlık yapmak olsun, üç evladım hariç bütün evlatlarımı reddetmek olsun çeşitli sıkılma belirtileri göstermiştim. Ancak Meltem Hatun kendisini zorla evladım olarak ilan etmemi sağlamış tek kızım olmayı arzulamıştı.

Şimdi sevgili itlerim, Mustafa ve Şevket Paşalar dahil olmak üzere hepinizi evlatlıktan reddediyorum.

Gerek yorulmuş olmam, gerekse artık ülke yönetimiyle ilgilenmememden mütevellit ülkeyi Mustafa Paşa'ya verdim. Lakin Mustafa'nın ülke yönetimindeki laubali ve kendini bilmez hareketlerinden ötürü bir adet ayyaşa ülke yönettirilmeyeceğini anlayıp bu sabah saat 5.00'da bir darbe gerçekleştirdim.

Darbeyi yaptıktan sonra Mustafa Paşa'yı bir tur falakaya yatırıp cezalandırmamın akabinde ülkeyi dağıtmaya karar verdim.

Şimdi resmi olarak ilan edersek Gadir Bey Lokal Devleti artık dağılmıştır. Tarih sayfalarında iki yıllık mükkemmel bir kariyer çizen devletimizi destekleyen, inşaatta çalışan, denizine giren herkese teşekkür ediyorum. Bütün itlerimi de çok seviyorum. Ancak artık itlik sistemi de bitmiştir. Şu vakitten itibaren bütün itlerimi itlikten, bütün müridlerimi müridlikten atıyorum.

Güzel bir insan olarak güzel bir ata biniyorum ve siktir olup gidiyorum. Saygılar.